Yeni Şeyler

Oryantasyon Eğitimleri

Allah’ım bir konu bu kadar mı eğlenceli olur diyeceğiniz şeylerden biridir oryantasyon eğitimleri. Teoride, işe yeni başlamış tıfıllara şirketin ne yaptığı ve iş o tıfılın ne yapacağının anlatıldığı işe alıştırma amaçlı giriş eğitimleridir. Uygulamada ise üniversite okuduğunuz şeylerin hiçbir işe yaramadığı, kimin karşısında ceketinizi iliklemeniz gerektiği, vizyon-misyon-kurumsal değerler üçlemesine iman ve biraz şanslıysanız ne işe yarayacağınıza dair kırıntı bilgiler anlatılır. Bu işi genellikle şirketin eskimiş abileri – ablaları yapar ve genellikle de kibirlerini şişirmek için kullanırlar. Bu abileri-ablaları eğitimden sonra gördüğünüzde aslında daha kısa, silik ve sıradan çalışanlar olduğunu fark eder ve şaşırırsınız, çünkü şirketin hiçbir altın çalışanı böyle fuzuli işlerle vakit kaybetmez. Oryantasyon eğitimlerinin, tıpkı üniversiteler gibi aslında gereksiz bir bekleme salonu olduğu, eğitim bittikten sonra doğru fotokopi çekmeye veya artık hangi amale iş varsa ona sürülmenizle kolaylıkla anlaşılabilir. Bu arada KOBİ’ler hakikatin bu olduğunu anladıkları için oryantasyon eğitimi vermiyor değillerdir. KOBİ’ler sadece henüz bu bilinçsizlik derecesine ulaşamamış, adlarından belli küçücük veya ortacık işletmelerdir.

 

Oryantasyon eğitimlerinin temel malzemelerinden biri, özensiz bir şekilde yamuk ve toneri bitmek üzere olan fotokopi makineleriyle çoğaltılmış ders notlarıdır. Bunu yapan da eğitimin önceki dönem bir katılımcısıdır elbette. Bazı şirketler bu ders notlarını bir de afili dosyalarla sunarlar, ama içerik aynıdır. Bu eğitimlerin ciddiyet ve hakikat derecesi, eğitime katılanlarda gözlemlenen dramatik değişikliklerden çıkarılabilir. İlk gün hepsi ütülü laci veya tayyörlerle geleceğin süper profesyonelleri olarak dahil olunan eğitimlerin ilerleyen günlerinde derste uyumak, uçak yapmak, sersefil kıyafetlerle dolaşmak ve ikide bir ne zaman ara vereceğiz demek yaygındır.

 

Bazı şirketler, paraları çok geldiğinden olsa gerek, bu eğitimlere bir de eğitim şirketlerini davet eder. Özetle soft eğitimler denen, sanki soft olunca katılım ve katlanma maliyeti düşüyormuş gibi hafta sonları icra edilen bu eğitimlerde şakalar, komiklikler ve kocaman adamlara oynatılan türlü takım-liderlik-hokkabazlık oyunlar gırla gider. Eğitimi genellikle, o şirketin sahibi ve muhtemelen de tek çalışanı olan eskimiş bir profesyonel sunar. Bu zat erkekse kesin iyi şaraptan, müzikten falan anlayan bir monsenyör, kadın ise cam tavanı (bks. Glass Cell) defalarca paramparça etmiş yırtıcı ve eh güzelce bir hatun kişidir. Bu taktik yine de işe yarar. Katılımcıların çoğu, ben de bir gün acaba böyle etkin ve yetkin biri olabilir miyim hayallerine dalar. Oysa bilmezler ki bu zatın, bu eğitim bütçesini şirketten koparana kadar atmadığı takla, Genel Müdürlükte yarenlik etmediği kimse kalmamıştır.

 

Bazı şirketler eğitim sonunda dubaradan bir final sınavı düzenlerler ki bu sınavdan çakan kimse yoktur çünkü şirket katılımcılara ödediği yatırımı çöpe atamaz. Hatta oryantasyon eğitimlerinin, aksi mümkünmüş gibi, %100 başarıyla nihayetlendirildiği kurum intraneti, bülteni, kara tahtasında falan göğüs gerile gerile ilan edilir. Son olarak eğitim bitince, inanılmaz ve insana utanç veren bir tür mezuniyet töreni düzenlenir. Burada diploma bile verildiği görülür. Bir katılımcı da çıkıp abi ne yaptık da bunu hak ettik diyemez. İşte kutsal seremonilerin uyuşturucu etkisi denilen şey de budur. Sürüye uyulur vesselam.

 

Oryantasyon eğitimlerine alternatif geliştirilen iş başı eğitim - on the job training ise ayrı bir kara mizah konusu efendim.