Yeni Şeyler

Beyaz Yakalının Aşk Halleri Üzerine

Yaygın bir yanlış kanaat de beyaz yakalının ilişkilerde gayet sosyal ve girişken olduğu, ne bileyim bir Oliver Barrett ile Jennifer Cavilleri (bkz. Love Story) ya da bir Ferhat ile Şirin, hadi tevellüdü yenileri de unutmayalım bir Kuzey /Güney ile Cemre olma potansiyelini taşıdığıdır. Aman efendim neredeee. Külliyen yalan olan bu zan, evlilik istatistikleriyle çoktan ve tamamen çürütülmüş durumdadır. Ortalama ve dolayısıyla evli bir beyaz yakalı eşini ya mezun olduğu okuldan bulmuş ya da işyerinden devşirmiştir. Ortalama olmayan, yani türlü saçmalıkları ve hayalperestlikleriyle bütün trenleri kaçırmış olanlarsa, konu-komşu ve akraba ittirmesiyle tohuma kaçmadan veya evde kalmadan baş göz edilivermişlerdir.

 

Bu yanlış algının temel müsebbibi elbette beyaz yakalının bizatihi kendisidir. Dişinden tırnağından artırıp takıştırdığı türlü aksesuar ile bocaladığı türlü kozmetik ve tekstil ürünüyle, cemiyet hayatının dört gözle beklenen çapkını ya da güzeli imajını hayatın yegâne anlamıymış gibi bellemiştir çünkü. Gerçekte olan ise, yalnız ya da arkadaşlarıyla yaşıyorsa soğanlı yumurta ya da fast-food yiyip Internet’te sözde sosyalleşmek, anne-babasıyla yaşıyorsa da her akşam “bi de everseydik şunu” hayıflanmalarını gündem bağımsız işitip durmaktır. Kısa sürede bu halden sıdkı sıyrılan beyaz yakalı, bi gayret üniversitedeyken asılıp yüz bulamadıklarını arar, bekli henüz evlenmemişlerdir umudu ve kendinden bildiği “o da çaresizdir” içgüdüsüyle. Bu girişimi boşa çıkan beyaz yakalı ise gerçekten sosyalleştiği tek mecra olan iş yerine -eli mecbur- gözünü diker. Aşk gibi ulvi bir duygunun çoook altında bir yaşam düzeyinde sürünerek ve gayet rasyonel hesaplarla, adayları gözden geçirir. Söz konusu beyaz yakalı bir kadınsa işi planlama açısından çok daha kolaydır, çünkü karşı cinsten her ölçü biriminde daha zeki ve daha dubaracıdır. Fakat kadınların şansızlığı, eh ele gelir nitelikte olan erkeklerin çoktan “kafeslenmiş” olması, kalanların da ya kısa ya göbekli ya kel ve her durumda ne bileyim biraz safdirik olmalarıdır. Erkek bir beyaz yakalı için ihtimaller daha çoktur. Nihayetinde kel kadın pek yoktur, kısa da olsalar hepsinin en az 1.65 boyunda olduğu söylencesi genel kabul görmüştür ve her kadın güzeldir gibi bir efsanenin, hele mevcut türlü teknolojilerle gerçeğe dönmesi vakayı adiyedendir. Erkeklerin sorunu ise, en hafif söylemle bu ince işlere kafalarının neredeyse hiç basmaması, bu becerisizlikleriyle bir çare diye sarıldıkları açık pazar ürünü türlü “romantik” aksiyon ve girişimlerin kadınlar nezdinde azami dört para etmesidir. Kadınlar güce tamah eder ve arayanı-soranı, sahibi-mahibi olmayan bu erkeğin güçle yakından uzaktan ilgisinin olmadığı açıktır. Ama erkeklerin 35’inden sonra büyüdüğü ve dolayısıyla aradıklarının güç değil potansiyel olduğu bilgisini -nasıllığını kimsenin akıl erdiremediği bir şekilde- keşfetmiş beyaz yakalı kadın, bu aranan beyaz yakalı erkeğin ne mal olacağını şıp diye anlayıverir. Erkek eğer bu kadim testten geçmeyi başarmışsa, kadını etkilediğini sanmasına izin verilir. Bahsedilen kadim bilginin bir parçası da, erkeklerin şeyleri kendilerinin oldurduğu masalına şiddetle ihtiyaç duyduklarıdır çünkü. Testten çakanlarsa adım adım konu-komşu ve akraba faaliyetlerine konu olmaya doğru sürüklenir.

 

İşte böylece sözüm ona cemiyet hayatına veda eden beyaz yakalılar bu sefer birlikte ev taksitine girer, kilo alır, çift başına trendlerin peşinde koşar ve yalnızlıklarını 1 yalnız + 1 yalnız = 2 yalnızla sürdürürler. Çünkü çoğunda ucuz çözümler, gideni aratırlar. Ama konforuna ve ben de yaptıma müptala beyaz yakalının da yalnız kalmayı göze alamamakla müstahak olduğu budur efendim. Aşk yürek de ister emek de.