Dünyadan anladığı ve beklediğiyle insanlık tarihinin en fukara halkasını oluşturan beyaz yakalının, çocuk hususunda da ışıl ışıl bir karnesi vardır. Anne olabilmesi vasfıyla kendisinden daha makul bir performans beklenen kadın beyaz yakalının erkeğinden tek farkı ise looserlığını daha organize ve -ne bileyim- daha güzel kokan bir şekilde ifa etmekten ibarettir. Bu, “al birini vur ötekine” algısındaki çarpıklık, her iki cinsin de çocuğu iyi görünen bir kariyerin parçası olarak görmeleridir.
Türlü araştırmalara göre temel sorun, bir olgunlaşma eşiği ve adam olmaya başlama süreci olan evliliğin bu zatı muhteremler tarafından tamamen yanlış anlaşılmasıdır. Buradaki kemale erme maksadını zerre anlamamış bu kıt akıllı güruh, evlenmeyi karlılık ve verimlilik amacı güden ve gözleri felfecir okuyan iki kurnazın şirket kurmasına indirgemişlerdir. Bu gayet sathi akıl “okulu bitirip işe girdik, para da yaptık, şimdi n’olacak” özetli yitik ve tamtakır bir gayesizlik ile birleşince, maksatlarının aksine hem verimsiz ve hem de meşakkatli bir yoldaşlık zuhur eder. Takıldıkları her bir çakıl taşında hemencecik boşanmayı telaffuz eden bu zevatın birlikteliklerini sürdürmelerinin tek nedeni ise, -süper bir şeymiş gibi anlatsalar da- sap gibi yalnızlık günlerini gayet iyi hatırlayıp yusuf yusuf daralmalarıdır. İşbu sebeple bir zamanı, cemiyet hayatında balayı indirimi ve prestij aranarak geçirirler. Tohuma kaçmış arkadaşlarını veya exlerini kıskandırırlar. Tek taş yüzükleri veya düğün saatleriyle her ortama girip kötü sitcomlar sahnelerler. Amma velakin, bu plastik bahar hızla solup yiter. Sonra, genişleyen-büyüyen-sarkan türlü bölgelerini ve düşen piyasa değerlerini fark edip her dara düştüklerinde yaptıkları gibi etraflarına mal mal bakınırlar. Şanslılarsa pencereden atlayan birinden hemen önce bir çocuğu hasbel kader fark ederler. Finalde ise bütün “faiyr tale” mutluluk hayallerini bir sabinin narin omuzlarına yükleyerek kıytırık depresyonlarından çıkarlar.
Malum hesap-kitap ve olunması istenen burç gibi hadsizliklerin ardından bir çocuk sahibi olurlar. Bu süreçte kadın bir yandan 4 boyutlu HD ultrason ve bebişe cebren klasik müzik dinletme gibi modern trendleri abanarak tüketirken, normal zamanlarında irrite olduğu “arkaik” aşerme-okutma-nazlanma falan gibi şeylerden de hiç geri kalmaz. Cinsiyetin belli olmasından sonra evin bir odası boydan boya pembe veya mavileştirilir. Evin içine de takriben 10 bebeği obez-bozuk konsantrasyonlu-hiper aktif yapacak cins ve evsafta %100 plastik ve polyester malzeme yığılır. Son adımda da böyle şaşkınlar için üretilmiş sözlükler marifetiyle bebeğe bir isim aranır. İsimle markayı birbirine karıştırılıp kimseciklerde olmayan bir isim bulma telaşına düşülür. Neticede de ortaya kimsenin bırakınız duymak, doğru düzgün telaffuz dahi edemediği garabet adlar pırtlamış olur. Maalesef, eli kocaman/uzun maşalı bir dedeye/neneye sahip olamamanın, çocuğun bir ömür boyu makara nesnesi olmasıyla sonuçlandığı ilmen sabittir.
Bebek dünyaya gelir. Anne sütü-sesi-şefkati ile ilgili vicdanlar organik gıda, İngilizce bilir bakıcı ve interaktif oyuncaklarla iyicene bir bastırılır. Baba zaten para kazanmak dışında oyunda değildir. Herkes işine döner, çocuk da büyümeye koyulur. Çocuktan çalınan zaman ile masaüstleri, telefon ekranları ve türlü sosyal medya çocuklu ve dolayısıyla da yemiş-yutmuş-olmuş performans fotoğraflarıyla donatılır. Mümkün her fırsatta çocuğun hayat anlayışını nasıl da değiştirip derinleştirdiği, insanı nasıl da kuvvetli falan yaptığı ve elbette nasıl da kendi çocukluğuna benzediğinden falan dem vurulur. Çocuk özel okullar, etütler ve kurslarla denetimli serbestlik yaşarken ezkaza gördüğü anne ve babasına “kim ulan bunlar?” minvalli yabanıl bakışlar fırlatır. Biraz daha akıllanınca bunların finansal sponsor olduğuna ayar. Al gülüm-ver gülümle mutlu aile tablosunu tamamlamak için çıkar karşılığı performe etmesi gerektiğini öğrenir. Bu bilgelikle de elbette ola ola bir beyaz yakalı olur. Bu esnada ebeveynler, estetik-kozmetik destekli bilmem kaçıncı baharlarını yaşayarak veya mutluluğu ev dışında her yerde arayarak, menopozlu-andropozlu bir başka standart depresyondan çıkmakla meşguldürler.
Çocuğu kendisinin geliştirilmiş bir versiyonu ve umutlarının hamalı kılmayan, ama sadece bir emanet olarak titrercesine taşıyanlar ise ortalıkta pek görünmez ve ama dünya da bunların yüzleri suyu hürmetine dönmeye devam eder. Bunlara, sahici dedeleri ve neneleri de dahil eder kariyer ve parayla işi olmayan doğru düzgün tüm kaynaklar.
Write a comment