Beyaz yakalı erkek, türünün en dalavereci ve tamahkâr üyesidir. Erkek olmanın tüm avantajlarını tepe tepe kullanıp sıra erkek adam olmaya gelince sıvışan bir
tabansızdır. Kadının yanında nurun ala nur kaldığı evlerden ırak bu zat, ikinci hamur Şam şeytanı, Şark kurnazı ve kaçın kurasıdır. Gözleri fel fecir okuyan bu muhterem, sopanın cennetten
çıkmasının, havuç ile kardeş olmasının ve gereğinde aba altından arz-ı endam etmesinin temel nedenidir. Bu yazının konusu ise hakkında ne dense, ardından ne çevrilse ve kafasına ne atılsa az
kalacak bu karbon kopyanın performanslarıdır. Bundan murat edilen de bu modern hacı yatmazın foyasını gün yüzüne, kendisini de yerin dibine çıkarmak/batırmak, çokça kadınlardan oluşan olağan
hedeflerine de “işte rakibini tanı” falan demektir.
Fiziksel özelliklerinden gayrı hiçbir şeyiyle klasik erkeklerle ortak paydası olmayan bu zatın hayat gayesi, hiçbir sorumluluk almadan olabildiğince çok haz alıp
diğerlerine de eziyet-sıkıntı-bıkkınlık vermektir. Bu uğurda giremeyeceği kılık, takınamayacağı poz ve yatamayacağı ayak yoktur. Araştırmalar beyaz yakalı erkeğin; kötü Osman (Erol Taş-Susuz
Yaz), gazozcu Reşit (Nuri Alço-Kayıp Kızlar) ve şımarık Ferit’in (Tarık Akan-hemen hepsi) ucuz bir kombinasyonu olduğunu, maalesef İnek Şaban’ın (Kemal Sunal)
ironisinden, Mahmut Hoca’nın (Münir Özkul) inceliğinden ve Nubar babanın (Nubar Terziyan-hemen hepsi) merhametinden zerre nasiplenmediğini ortaya çıkarmıştır. Üstelik yapılan
çalışmalarda, taktiksel ağlaklığı ve kırılganlığıyla orijinallerinden de aşağı düzey bir evrimi temsil ettiği ilmen ispatlanmıştır.
Buyurun, karşınızda beyaz yakalı erkeğin yükselişi ve düşüşü:
-
Okuldan ve işten
topladığı hemcinsleriyle, ortalıkta kanka-hoca-usta takılmaca, arkadan kıskanıp-satıp-laf sokmaca, nihayetinde de köprü geçmece özetli geçici menfaat birliktelikleri kurarlar. Birbirlerine
kefil olmazlar, kefaletleri de zaten kabul edilmez. Kredi kartlarının minimum ödeme tutarlarını öderler ve KMH’ları da vardır. Kariyerlerinin züğürt ilk yıllarında aynı bitli ve pasaklı evi
paylaşmalarına sıkça rastlanır. Oturdukları apartmandaki kimseyi tanımazlar ve kimseye de hayırları dokunmaz. Birileriyle tanışırız da kariyerde zıplarız, network önemli falan gibi
ithal-jenerik akıllarla mezun kulüplerine üye olurlar. Bedelli askerlik kovalar ve MBA’ye girmeye çabalarlar. Gösterecek başka da bir şeyleri olmadığı bilinciyle kaslarına ve protein
içeceklerine yüklenip gym falan takılırlar. Nedense birlikte olduklarında salgıladıkları delikanlıyız-güçlüyüz-alırız aşağıya özetli sahtekâr testosteron gösterisi, yalnız kalınca fıslar ve
“abicim abicim, ver elini öpeyim” düzeyine kadar geriler. Birbirlerini rol modeli olarak kullanır, tez zamanda her şeyi aynı yapan klonlara ve ucuzcu beyaz yaka moda kültlerine
dönüşürler. Sohbet konuları kızlar, arabalar, terfi etme ve büyüyünce nasıl intikam alacaklarından ibarettir. Kimse kimseyi çekmesin diye depresyonlarını beraber yaşarlar, genellikle de hafif
manik-depresif bir haldedirler.
-
Biraz büyüyüp
paralanınca ilk işleri gardıroplarını ve saatlerini bir üst lige atlatmak, bir araba almak ve “kadınlar yaşlanır, erkekler olgunlaşır” kuralı gereği artmış piyasa değerlerini realize
etmek olur. Bu dönemde işteki temel performansları, bir tehdit olarak gördükleri astlarını mümkün olduğunca ezmek, üstlerine de şapur-şupur seviyesinde yaltaklanmaktır. Odakları büyük ölçüde
kadınlardır ve kendilerini Hint kumaşı olarak takdim edip dururlar. Bir-iki şiir, veciz laf falan ezberleyip konu bağımsız her sohbet ortamında terennüm ederler. Maaşları artsa da abaran imaj
takıntıları nedeniyle para falan biriktiremezler, hatta anne-babalarından para tırtıklamaya devam ederler. Kadınların karşısında, bir Türk dizisinden apardıkları jönü tekrarlarlar, ama iş
hesap ödemeye gelince hızla Almanlaşır ve söz vermeye gelince de “Işınla beni Scotty” hızıyla toz olurlar. Genellikle ne olur olmaz diye kenarda tuttukları bir uzatmalıları, bir de
ikbal uğruna yatırım yaptıkları periyodik değişen sevgilileri bulunur. Her birine ayrı ayrı ağlar, kırılgan erkek numaraları keser ve “e hacı, ne olacak bu işin sonu?” sorularına tüm
alternatifleri elde tutacak şekilde muğlak cevaplar verirler. Salağa yatmanın bir avantaj olduğunu keşfetmişlerdir. Sıklıkla kendilerini salak, kadınları da akıllı-organize-kurnaz diye
tanımlayan mağdur edebiyatı köylü kurnazlığıyla puan kazanmaya ve sorumluluktan kaçmaya çalışırlar. Sağda solda bolca “kefil olurum” deseler de durumlarında bir gelişme yoktur,
ketenperecilikleri herkesin malumudur.
-
Bu aşamada piyasa
değerleri yerlerde süründüğünden, kendilerince en rasyonel ve gelecek vaat eden adayla evlenirler. Düğünde sergiledikleri “hayatının aşkına, dağları delerek ulaşmış taze delikanlı”
performansı seyirliktir. Düğünün başında davetlileri Amerikan pazarlamacısı sırıtışıyla karşılamaları, ortasında göbeğini çekerek kendince görklü kalan herkesçe komik efe oyunu oynamaları,
akabinde “icabında modern de oluruz” deyu eşleriyle vals-tango-çaça falan yapmaları ve nikâh memuru önünde de özgüveni yüksek münasebetsiz espriler yapmaları vakayı adiyedendir. Düğünün
sonuna doğru çakırkeyif olup “aslında bunu hak etmedikleri” özetli ağlaklıklar veya “eşlerini hak etmedikleri” özetli çakma şövalyelikler yapabilirler. Bu durumda ellerine
verilecek bir ayna, tüm salya-sümüğü tez elden kurutacaktır. Fiziksel gereklilikler dışında evlilikle ilgili hiçbir sorumluluk almazlar. Esasen hem evli olmanın hem de kankalarıyla günü gün
etmenin hesabındadırlar. Sadakatleri kuşkuludur, yine de talep düşüşü nedeniyle güvenilirce seviyesindedir. Playstation, yemektorbasi.com ve Lig TV evdeki hayatlarını özetler. Eşi baldıza,
anneyi kayınvalideye ve kız kardeşi de yengeye fişfikleyip-kırdırarak sorunlardan yırtma hesabındadırlar. Çocuklarıyla ilişkileri, sponsorluk ve sağda solda emeksiz övünmeyle sınırlıdır.
İşyerinde muhtemelen müdür falan olmuşlardır ve kibirlerinden yanlarına yaklaşılmaz. Sert, disiplinli, modern ve espritüel görünmenin matah bir şey olduğu zannıyla tuhaf ve çelişkili
performanslar sergilerler. Son olarak kefaletlerinin değerinde bir artış yoktur, zaten karıları da kefil falan olmalarına izin vermez.
Bu türün yaşlılığı ve dede performansı hususunda güvenilir bilgiler ne yazık ki yoktur. Yine de çok sayıda kaynak, uzun bir genç görünme çabasından sonra ortalıktan
çekilip hayata küstüklerini, hala boşanıp sokağa atılmadılarsa sadece eşlerine ve yakınlarına sorun çıkarmaya devam edebildiklerini kaydetmektedir. Konuyla ilgili görüşlerine başvurulan ve cami
avlusundaki belediye bankında oturan yaşlı amcalar, bahse konu zevatı hiç tanımadıklarını ve tanısalar da hazzetmeyeceklerini açıkça ifade etmişlerdir. Aynı amcalar, bypass ameliyatları sonrası
ve hanımlarının yokluğundan istifadeyle de muhabirimizden sigara istemişlerdir.
Write a comment
Yasemin Yüce (Wednesday, 01 October 2014 07:39)
Kibirli Cüce!!! I liked it! I liked it! I liked it!