Yeni Şeyler

Ali Cengiz Oyunları

 

Acentelerin ihtiyaçlarını anlamıyormuşum. Acentelere yazıcı vermek yeterli değilmiş. Acenteleri her an diğer şirketlere yönelebilecek bağımsız şirketler olarak değil müşteri olarak görmeliymişim. Acentelerin operasyonunu azaltacak ne yapıyormuşum. Bana söylenecek laf mıydı bunlar? Son acente toplantısında acentelerin “Baba Cemil” diye hoppala yaptıkları adam ben değil miydim? Kim onların en zor zamanlarında yanında yer almıştı? Kim iki teklif girsinler diye yedekleme işlerini gece 12’de başlatmıştı? Kim sistem ayakta dursun diye tüm elemanlarını şirkette sabahlatmıştı? Bir nevi Kiziroğlu Mustafa Bey değildim de neydim ben? Peh peh peh peh.

 

Şirket, Acenteler Müdürü Hayrullah Beyi apar topar emekli ettikten sonra başladı her şey. Yeni gelen Onur Bey, acentelerde bir araştırmak yaptırarak işe başlamıştı. Benim görüşümü almış mıydı? Nerede efendim o terbiye ve o görgü. Bana bir gram danışmadan acentelerde almıştı soluğu. Yok asıl müşterilerimiz acentelermiş de, onları güçlendirmeden olmazmış da, falan da filan. Acente milletinin ipiyle kuyuya inilir mi Allah aşkına. Acentenin tamam iyi oldu dediği ne zaman görülmüştü ki? Sayın Genel Müdürümüz Beyefendiye saygım olmasa ben bilirdim Onur Beye yapacağımı ama, neyse. 2-3 tanıdık acenteyle konuşup 1-2 Genel Müdür Yardımcısını da arkama aldım mı benden iyisi olmazdı acentelerde. Acente dediğin de 2 monitör 3 yazıcıya bakardı canım.

 

Şimdi sabah sabah kahvemi içip gazeteleri karıştırmak varken şu tumturaklı raporu okumak zorundaydım. Ne diyordu rapor? Adamlar müşterilerine ve ürünlerine ilişkin yeterince iyi rapor alamıyorlarmış. Oysa yazdık işte bir sürü rapor. Böyle deyince de pazar değişiyor, rapor ihtiyaçları da diye yuvarlak bir cevap alıyoruz. İstedikleri dinamik ve otomatik raporlama yapan bir sistemmiş. Öyle bir sistemin ne kadar sürede yazılacağından haberleri var mı peki? Hayatında bir satır kod yazmamış adamlar hadi yap, hem de hemen olsun diyorlar. Oh ne ala, suyundan da alalım efendim. Aylardır 2 adam istiyorum, tık yok. Ben öyle bir sistem yazsam şirket kurarım olur biter efendiler. Başka? Acentelerin hasar süreçlerini görmesi gerekiyormuş? Niye gerekiyormuş efendim. Açsınlar bir telefon, tembellik etmesinler öğreniversinler Belma Hanımdan veya Tahsin Beyden. Sordular da söylemediler mi sanki. Teklifleri sistem üzerinden e-posta veya faks ile göndermeleri gerekiyormuş. Bunun çözümü de açık değil mi? Teklifi word olarak save as ile kaydedersin, sonra gönderirsin nereye göndereceksen. Her şey bilmemekten kaynaklanıyor zaten. Faksı da masanın yanına koyarsın, oldu bitti işte. Olmadı internette bir sürü program var, bilgisayarındaki dokümanı fakslıyor. Sen bilgili, artık teknolojinin önemini kavramış, manasını anlamış acenteler bulacağına tutup adamların her işini sisteme yüklemeye çalışıyorsun. Böyle nereye kadar gitsin bu peynir gemisi. İşte bu sonuncusu akıllara zarar. Acentelerin sistemlerine poliçe ve tahsilat bilgilerini gönderip, otomatik mutabakat yapacakmışız. Alırsan sistemden bir poliçe raporu, save as ile excele atarsın sonra da tutarsın asgari ücretle birini girdirirsin poliçelerini akşama kadar. Elle girişle hata olur diyorsan, basarsın fırçayı hata yapmaz. Ekmek aslanın ağzında. Bunları da mı ben düşüneceğim. Hem bana mı sordular acenteler bizim de kendimize ait bir sistemimiz olsun diye. Benim sistemimi kullan sadece. Koskoca sigorta şirketiyiz biz. Senin 10 kuruşluk komisyonuna mı kaldık. Ne mutabakatı? Ben ne diyorsam o doğrudur işte. Bu kadar basit. Başka sigorta şirketleriyle de çalışıyorsan, eee o da senin problemin be kardeşim. Başka acentelikler alırken düşünecektin bunu? Hem benim şirketim neyine yetmiyor?

 

İşte acentelere bunları söyleyeceklerine gelip bütün günüm rezil ediyorlar. Bak bak bak. Bir de Genel Müdüre göndermişler aynı raporu. Arkadan Ali Cengiz oyunları. Ben bunlara pabuç bırakacak adam mıyım? Şimdi şu 2 ay dediğim raporu 1,5 ayda bitirirsem, bir de bant genişliğini artırıp Genel Müdür Yardımcılarına bağımsız internet erişimi sağlarsam görün bakalım benden iyisi var mı? Acenteleri şişirmemek lazım esasında. Her sorun bundan kaynaklanıyor. Dur şu kahvemi bitireyim de Ali’yi çağırayım. Raporu 1,5 ayda bitirebilir miymiş? Ali de iyi çocuk ama, diğer bölümlerle fazla muhattap oluyor. Biraz hint kumaşı olacaksın ki değerin bilinsin. Kulağını azıcık çekmek de fayda var. Yoksa eline kalem alan rapor yazacak bize. Öğleden sonra da çıkmam gerekiyordu ya. Hanımın istediği şu oturma grubuna bakacaktım. Öğlen yemeği vakti de gelmiş hem. En iyisi Ali’yi yarın çağırmak, raporu da önerilerini yazsınlar diye tüm bölümlere göndermek. İş planını görünce kimse taleplerinden vazgeçmeyeceğine göre rapor da doğru dosyaya.

 

Nasıldı o türkü;

 

 

 

Bir hışımla geldi geçti peh peh peh

 

Kiziroğlu Mustafa Bey hey heeey

 

Şu dağları deldi geçti

 

Ağan kim paşan kim

 

Hanım kim nigar kim

 

Kim kim kim kim

 

Kiziroğlu Mustafa Bey bir beyin oğlu Zor Beyin oğlu

 

 

 

Kolay mı Kiziroğlu olmak efendim?